Skip Navigation Links
Kurdî » Nivîsar : Pervin Bilgin: KÜRD VE KÜRDİSTAN DAVASI BAĞLAMINDA
 
Pervin Bilgin: KÜRD VE KÜRDİSTAN DAVASI BAĞLAMINDA
2015-05-25 14:58



-Sistem içi ve sistem dışı bir bakış-
Kavramları düzeltelim.
""Kürd ve Kürdistan Sorunu"" yerine DAVASI demek gerekir.
Kürd ve Kürdistan Davası tarihsel bir boyuttadır.
""Sorun"" denince sanki Kürdler dağdan gelmiş de bağdaki Türk"e ""Sorun"" yaratmış.
Bu KÜRT SORUNU söylemi arızalı ve bizim olmayan bir kavramdır.

Kuzey Kürdistan dediğimiz toprak parçasını baz aldığımızda, seçimler söz konusu olunca; ister istmez. 1923"lerde Ankara"da oluşturulan TC Devletine bakmak gerekir.

İlk başlarda Türklerden ve Kürdlerden müteşekkil bir durum varmış gibi gösterildi.
Kürdler adına Kürdistan Halkı içinden birileri TBMM"ne taşındı. Yanlız bunların sözde ve özde Kürdlüklerine bakılmaksızın, tasfiye edildiler.

Bu ve buna benzer durumlar net, aşikar ve herkesçe biliniyor.

Yani daha o zaman sistem dışı bir dava olan Kürd ve Kürdistan Davası tamamıyla bertaraf edildi.

Ve o günden bu güne TC Devleti ve Meclisi Kürdlerin yokluğu ve inkarı üzerine kuruldu, öyle de görev yaptı. Kürd adıyla katılanların hepsi ""KEKLİK KÜRTLER" için Kürd örnekleri Kamuran İnan, Hikmet Çetin, Kinyas Kartal olumlu Kürdler ise Nurettin Yılmaz, Şerefattin Elçi ve Yusuf Ziya Azizoğlu sayılabilir.

Bu Kürt kökenlilerin meclislikteki varlıkları, tamamıyla bir aldatmacaydı.

Bundan maksat, sanki Türk"e verilen tüm haklar Kürd"e de veriliyormuşçasına gözboyama oyunuydu.

Kürd ve Kürdistan Davası Kuzey Kürdistan"da artık sistem dışı bir dava olmak durumundaydı.

Gerek Şêx Said adıyla da bilinen Kürd Milli Mücadelesi ve Dersim"e varana dek, hep sistem dışılığını korudular.

En son Dersim Direnişi ve Ağrı Serhildanı da tesirsiz hale getirilince Kuzey Kürdler uzun bir sessizliğe büründüler.

Komünizme ve Kürd Davasına bir tırpan olarak bilinen 50"likler (Bunlar o dönemin aydın, okumuş ve Kürd Davasını sürdürenleriydi.)
Bir refiklerini ilk başlarda yitirince dava 49"LAR DAVASI olarak isimlendirildi.

70 ile 72"lerde Türk Aydın Ve Gençlik liderlerinin idamı ve şartların biraz elverişli hale gelmesiyle beraber Kuzey Kürdistan"da yasal anlamda Doğu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO)"lar kuruldu.

Bazı Kürd şahsiyetleri bağımsız olarak TBMM girdi. Bunlardan Nurettin Yılmaz ve Şerafettin Elçi Kürdlüklerini yüksek sesle seslendirdiler. Ama çarçabuk susturuldular. Bu susturma Şerafettin Elçi"de ""Bakanlık"" ile olurken Nurettin Yılmaz"a ise her fırsatta sorun çıkarıldı.

1972-74 tarihleri arasında Kuzey Kürd Dava Adamları ve Aydınları Diyarbekır Sky Mahkemelerinde ""Kürdler vardır. Kürdler bir halktır"" tarzında savunma yaptılar.

Bu savunma içerde bulunan Kürdleri ayrıştırdı. Ve en üst ceza 16 Yıl olmak üzere ceza aldılar.

1978"lerde İllegal ve silahlı bir mücadeleyi eses alan PKK (Partiya Karkerên Kürdistan) adındaki, hareket, çıkışıyla Urfa"nın en büyük feodali ve TBMM"de milletvekili olan Mehmet Celal Bucak"a karşı mücadele bayarağını açtı ve kuruluşunu ilan etti.

PKK sistem dışı durdu. Kendisi ve TC devleti arasına bir duvar örerken, kendisi dışındaki tüm Kürd Hareket, Oluşum, Parti ve bireylerini -en sıradan tabirle- ""Burjuva, Küçük Burjuva Reformistleri- olarak ilan etti ve bazılarına fiziki imha dayattı.

PKK"nin bu sert silahlı mücadelesi 12 Eylül"deki Eruh ve Şemdinli Baskınlarıyla doruğa çıktı. Başta Diyarbakır Zindanı olmak üzere zindanlar dolup taştı.

PKK hareketi kitleselleşti. Artık illegal partiyle Kuzey Kürdlerini saflarında tutması mümkün değildi.

Bu nedenle yasal yayın organları ve yasal parti arayışlarına girdi.

Aslında illegal ve sistem dışı çözümü dayatan PKK hareketinin bu davranışı anlaşılır bir durumdu.
İlk başlarda belediyelere yöneldi.

Hilvan, Ceylanpınar ve Batman"ı aldı.

Hilvan ve Ceylanpınar tehdit ve şantajla alınırken Batman"ı seçimle Ramanlıların 4 yıllık iktidarına son verdi.

Hatırladığımız kadarıyla PKK 1977"i seçimlerinde Seçimleri Protesto etti. Mardin"da 34 bin oy kullanılmadı. Boykot bir çok yerde etkili oldu.

Bilindiği üzre CHP"den ihraç edilen Milletvekillerini de içine alan yeni bir Kürd Yasal Partis kuruldu.

Hiç unutmam Cumhuriyet Gazetesi bu partideki tüm bıyıklı Kürd erkeklerini manşetlerine alarak;
BIYIKLILAR PARTİSİ KURULDU demişti.
Evet ""Bıyıklılar Partisi"" yani ilk Kürd Partisi kurulmuş oluyordu.

Düne kadar Seçimleri ve Parlamenter Mücadeleyi uygun bulmayan ve protesto eden PKK yasal parti kuruyordu.

Tüm bunları Leyla Zana"nın başını çektiği TBMM"inde yemin okumama eylemine kadar bu anlaşılır bir durumdu. Çünkü PKK hem sistem dışı ve hem de sistem içi çözümü dayatıyor, zorluyordu.

Kürd Yasal Parti Mücadelesinde bir çok gel-gitler ve kapanıp açılan partiler oldu. Onların isimlerini alt alta yazacak olursak bir sayfalar dolar.

Ancak, bilinen bir gerçek şuydu: ne adla kurulursa kurulsun ""KÜRD PARTİSİ"" oluyor ve öyle isimlendiriliyordu.

BDP"DEN HDP EVRİLME YANİ KÜRDLÜĞÜ TERK VE YENİDEN TÜRKLEŞME HAREKETİ

Kürd Yasal Parti Mücadelesi gözönüne alındığında bunu iki döneme ayırmak gerekir.
1- Yalçın Küçük Dönemi
2- Ertuğrul Kürkçü Dönemi
Gerek bu ve gerekse tüm zamanların, tüm dönemlerin ana patronajı ve karar merci elbette Abdullah Öcalan ve partisi PKK"dır.

Küçük ve Kürkçü"ye bu imkan ve olanağı saylayan, yollarını açan, imkan veren odur çünkü.
Yalçın Küçün ""İmralı Konsepti""yle dönemini kapadı. Çünkü kendisi;

İMRALI KONSEPTİ BENİM ESERİMDİR, dedi ve hiç bir itiraz olmadı.
Hatta biraz komplo teorisi olsa da şunu açıklamak durumundayım:
Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve Abdullah Öcalan (içerde) kafa kafaya verdirilerek bu ""Konsept"" hazırlatıldı.
3 kafadar ve eski kulağı kesik mesai arkadaşı bunu hazırladı. Öcalan imzasıyla dışarı çıkarıldı ve 16 yıldır devam eden konsept budur.

Yalçın Küçük"ün yerine Ertuğrul Kürkçü geçti. Onun göreve başlaması ve Öcalan"la buluşması da 1993"lerde Şam Deklarosyonu ile oldu. Öcalan ve Kürkçü anlaştı. Kürd ve Kürdistanlılık fikri bitti:
Onun yerine Sol, Sosyalist, Komünist ve Enternasyonalist temelde 68 (Mahir Çayan) ruhuna rucu edildi.

Kurulan Halkların Demokrasi Partisi de bunun yeni kullanım alanıdır.

HDP partisi ve Ertuğrul Kürkçü liderliğinde Sol ve Solculaşma adı altında Kürd Davası tamamıyle sistem içine çekildi ve adım adım Türkiyelileşme adı altında TÜRKLEŞME sağlanacak.

1978"lerde Bağımsız ve Özgür bir Kürdistan talebiyle ortaya çıkan, yıllarca Kürdistan"ı bir savaş ve talan alanına çeviren, Kürd halkını hallaç pamuğu gibi yerden yere vuran PKK; şimdi de ""Demokratik Cumhuriyet"" fikriyle kendisine yetmezmiş gibi Türklere de demokrasi getirecek (!)

""Kelin melhemi olsaydı kendi başına sürerdi"" misali, ""Kürd ve Demokrasi.. Hele de Türklere veya Türklerle beraber Demokratik bir cumhuriyette yaşamak..

Bilmem ki ne diyelim.. ""Devlete ve millete hayırlı olsun,"" diyelim ama biz bu duaya pek amin demiyoruz.
Kuzey Kürdlerinin yapması gereken tek bir şey var:
Oda: Güney Kürd Federe Devleti""ndeki tüm hakları kendi hakları gibi görmeli, korumalı ve Amerika muhatap alınarak bunlar ısrarla istenmeli.

Kuzeyin köktenci kurtuluşu artık Güney Kürdistanın kayıtsız şartsız bağımsızlığından geçer.
Kürd ve Kürdistanlı olmak bugün HDP içinde ""İlkel Milliyetçilik"" olarak görülmektedir.

Son söz yerine:
Uyduruk bir Türk Sosyalisti olmaktansa Kürd İlkel Milliyetçisi olmak evladır.
Bugün Filistinli ve İsrailli birbirine kardeş diyor mu?
Kardeşlik, birlik ve beraberlik edebiyatıyla hep kaybeden Kürd ve Kürdistanlılar oldu.
Bu teneke çalan kalabalıklara bakıp aldanmayın.
Ey Kürdler Kürdlüğünüzden asla utanç duymayın.
Çünkü;

İNSAN KURTULMAZ DOĞULAN YERİN DAMGASINDAN
Bu zul duruma son vermek için bu oyuna alet olma.

Şair:
""Bu köy Morkuyun beyler
Soyun beyler soyun
Daha ne kadar sürecek bu oyun

Emilmedik kanımız
Soyulmadık canımız mı kaldı?
Bu köy Morkoyun beyler
Soyun beyler soyun
Daha ne kadar sürecek bu oyun"" diyor.

25 .05.15 Osnabrück
Pervin Bilgin