Skip Navigation Links
Kurdî » Nivîsar : iMAge: HALKLARIN KOMŞULUK HUKUKU....
 
iMAge: HALKLARIN KOMŞULUK HUKUKU....
2014-02-27 11:27

Seyidxan"da kuru fasulyesi, pirinç pilavı ve yanında soğan olmadan olmazdı. Seyidxan Zaza, ben Kürd ve elbette soğan olacaktı. Ve aklıma Kürdlerin soğan için öğüdü geldi.
""Sabah kendin
Öğlen dostunla,
Akşam da düşmanına ver"" diyorlardı.
Biz Kürdler kendi kendimize düşmanız, başka düşmana gerek yok ki. Ben kuru ve pirinç pilavının yanında soğan olmadan yapamazdım.
Ama Almanları düşünerek ve biraz da ""Kibar Feyzoluk"" yaparak ikimiz de yemedik.
Geceye gittik.
Oyun başlamak üzereydi.
İkinci sıralarda, hemen sahnenin yanında bize yer verildi. Oyun başladı. O arada bir çocuk konuştu. Ben ""Buu çocuk da oyuna dahil"" diye diye düşündüm, çocuğun ana ve babasına kızmadım.
Sonra anladım ki bir işgüzar ana ve baba veya oyunun mahiyetini bilmeden çocuklarını da getirmişler, yargısına vardım.
Oyun pandomim. Işık, hareketler ve elbette Birol Topaloğlu"nun enfes müzik seremonisi devreye girdi.
Ben daldım tiyatro günleri ve GRUP BOTAN"ın gecelerine.
Pandomime, oyunlara yanabcı değildim.
Lakin Erol Topaloğlu"nun çerez yer gibi estruman değiştirmesine şaştım ve hayran kaldım.
Oyun bitti.
Seyidxan ile sigara molasında Seyidxan"a sordum:
""Ne anladın?""
Güldü. Yanıtı gülüş oldu. Mahcup oldu. Seyidxan hep öyle zaten.
Ben,
""Kuru fasüliye ve pirinç pilavı üzerine biraz ağır geldi"" demekle yetindim.
x
Tam da burada, Siirt"teki Cumhuriyet Orkestrası hikayesini yazmam lazım.
Zamanın beherinde, TC devleti yetkilileri Siirt"e Cumhurbaşkanlığı Sanfoni Orkestrası yollar. Eh şu Siirt ve Sirirtliler de biraz medeniyet görsün babından.
Gece biter ve uşak ve yavşak muhabirin biri, Siirtliye mikrafonu uzatır.
-Beyefendi Konseri nasıl gördünüz?
Siirtli ona ""Beyefendi"" denince etrafına bakar.
Ama başka kimse yok.
-Vay be...Bir gecede hem Enefendi hem beyefendi oldum ha...
Sana bir şey diyeyim mi?
-Deyin lütfen deyin beyefendi.
-Siirt Sirt oldu olalı böyle bir zulüm ve vahşet görmedi.
X
Ben az çok anladım. Arada bir sigara içtim. Ve oyundan sonra bir panel yapıldı.
Recai HALLAC"ın tercumanlığıyla, oyuncular, rejisör, Birol Topaloğlu ve bir görevli Alman sahnede oturuyordu. Oyun anlatıldı.
Topaloğlu Laz Müziği ve Lazların değerleri hakkında konuştuk.
Sorular bölümüne geçildi.
SORU SORMAK BİR MAHARET
Soru soranlar dişe dokunur konulara değinmedi.
En sonunda ben söz aldım ve,
""Türkiye ve Ortadoğu Coğrafyası ne çektiyse LÜK ve LIK"tan çekti ve hala çekmeye devam ediyor.
İslamcı-LIK
Osmancı-LIK
Türkçü-LÜK ve Türkçü-LÜK olunca da karşıtı olan ve haklı bir konumda bulunan Kürdçü-LÜK de devreye girdi.
Sorum şurda:
Sizler bu oyunları verirken Lazcı-LIK yaftası size vurulmadı mı?
Vurulduysa çekinmeyin, korkmayın ve yolunuza devam edin.
Biraz daha LAZCILIK yapın. Ben sizin yanınızdayım"" dedim.
Salonda bulunanların yarısı alkışladı. Yarısı ise kıpırdamadı bile.
Birol bey sevindi. Yanıt verirken;
""Anam babam Laz. Eğer inan ana ve babasının dilini konuşursa, eğer kimliğini sahiplenirse, bundan dolayı da ""Bölücü"" oluyorsa evet ""BEN BÖLÜCÜYÜM"" LAZIM!..
Düne kadar Kürdler bölücüydü.
Şimdi biz de bölücü olduk.
Ama Kürdler en azından dillerini ve bazı haklarını aldılar.
….""
Panelin sonuna doğru biri Laz biri de Türk söz kavgasına başladı. Ben yanımdaki Seyidxan"a ""Bu sefer Lazlar ve Türkler kavga ederse biz izleyelim veya kaçalım"" dedim.
Seyidxan"ın önündeki Laz seyirci "" Olmaz... Biz size çok yardım ettik.
Siz de bizi destekleyeceksiniz. Öyle kaçmak yok..."" dedi.
Birol Topaloğlu olumsuz havayı dağıtmak için Tulum"nu aldı.
Bir oynak Laz havası çaldı ve hep beraber horona kalktılar.
Bu hepsinden güzeldi
Müzik, şiir her türlü düşmanlığın panzehiri.
Yaşasın şiir ve müzik.
Yaşasın Halkların Komşuluğu....
Selamlarımla.
25 Şubat 2014
Essen/Almanya
şûkrî Gûlmûş