Skip Navigation Links
Kurdî » Nivîsar : Başbakan doĝru söylüyor, Kürd sorunu yok!
 
Başbakan doĝru söylüyor, Kürd sorunu yok!
2011-05-25 12:47

Çoĝumuz hatırlarız. T.C. Başbakanı 12 Aĝustos 2005 tarihinde Amed’de yaptıĝı konuşmasında çok ilgi çekici sözler sarfetmişti. O zaman „Türkiye Başbakan’ı güzel konuştu amma..“ yazımda dile getirdiĝim gibi „Başbakanın da aslında Kürd sorunu ile ilgili fazla bir bilgiye sahip olmadıĝını, onun da diĝer başbakanlar ve yetkililer gibi bir-iki yuvarlak sözle kürdleri kandırmak istediĝini dile getirdik. Kürdlerin bu yaldızlı sözlere inanmamasını rica ettik. Ama ne demişler „sakalım yok sözüm para etmez.“ Gücümüz yok, partimiz yok televiyonumuz yok, kimse sesimizi, avazımızı duyamuyor, duyanlar da duyurmak istemiyor.

Ne demişti T.C. Başbakanı:

“İlla her soruna bir ad koymak da gerekmez. Çünkü sorunlar hepimizindir. Ama illa "Ad koyalım" diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorudur. Benim de sorunumdur. Sorunların parça parça adresi olmaz.

Bütün sorunlar Türk olsun, Kürt olsun, Çerkez olsun, Abaza olsun, Laz olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, çünkü yağmur herkes için rahmettir. Çünkü herkes aynı toprağın insanıdır, insanıyız, millet olmak işte budur.“

Evet!

Geçmişte pek çok siyasi ve idari hata yapılmış.
Kürd sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunuymuş.
Sorunların parça parça adresi olmazmış, bütün sorunlar Türk, Kürd, Çerkez, Laz olsun, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunuymuş.
Bu ülkede hangi sorun varsa onun çözümü için adres kendileriymiş.
Türkiye"de yaşayanları birbirine bağlayan bağın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıymış.
Geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devletlere yakışmazmış, büyük devlet, hatalarını, sevaplarını masaya yatırma özgüvenine sahip devletmiş.v.s...

Eeeeeeeee!

Başbakan Kürd sorunu var, benim sorunumdur ben halladerim demişti. Bugün Muş‘ta yaptıĝı konuşmasında da „Kürd sorunu artık yoktur“ dedi.

Yani şimdiye kadar vardı ama artık yok, yani ben 2005 yılında Kürd sorunu var ben çözeceĝim dedim ve bu zaman zarfında çözdüm artık sorun kalmadı.

Ha demek Kürd sorunu kürdçenmin serbest bırakılması, tv‘nin kürdçe yayın yapması, kürdçe isimlerin serbest kabul edilmesi gibi şeylermiş. Bunlar çözülünce kürd sorunu da artık çözülmüş oluyor.

Deĝerli Kürdler!

Ben Başbakana suç bulmuyorum. Ben suçu Kürdlerde buluyorum, çünkü gerçekten kürd sorunu diye bir sorun yok, Kurdistan sorunu var. Eĝer biz devlet sorunumuzu basit demokratik haklare endekslersek, nufüsü 30 milyon civarında olan bir halka azınlık haklarından daha az hak talep edersek, eĝer biz T.C. devletinin bütün kurumlarını meşru kabul eder, her sorunumuzu oraya taşırsak, eĝer biz Kürdler kendimizi Türkiye‘de yaşayan azınlıklarla eşit tutarsak Devlet en yapsın?

Devlet Ey Kürdler gelin sizin devlet sorununuz var halledin mi diyecek?

Bir halkı inkar eden devletin Başbakanı seni inkar edecek sözler sarfettiĝinde onbinlerce insan alkış turtuyorsa suçu Başbakanda aramak yanlıştır.

Eĝer sözde Kürd haklarını savunuyoruz diyen kurumlarımız bile bütün enerjilerini Türkiye‘nin Demokratikleşmesi için sarfediyorlarsa Başbakan ne desin?

Seçim sürecinde 30 milyon kürdün gözünün içine baka baka Kürd sorunu yoktur diyorsa Başbakan, demekki Kürdleri gözünden çıkarmıştır ve eskiden dediĝi gibi „kabul eden eder kabul etmeyenin bu memlekette yeri yoktur“ sözünü daha deĝişik bir şekilde bir kez daha tekrarlamıştır.

Evet Kürd sorunu yoktur. Sayın Başbakan kendine göre gördüĝü sorunu sessiz sedasız halletmiştir ama kimsenin haberi olmamıştır..

Oysa Kürdlerin çoĝu 12 Aĝustos 2005‘te yaptıĝı konuşmasına çok ümit baĝlamıştı. Bu baçbakan müslüman, bu adam kan dökmeyi sevmez, bulur bir çaresini durdurur bu kanı, artık analar aĝlamaz demişlerdi.

Seçimden sonra yeni bir anayasa ile Kürd hakları garanti altına alınır, herkes mutlu olur diye düşünenlerimiz olmuştu.

Ama sayın Başbakan açık ve net bir şekilde dile getirdi. Kürd sorunu yoktur, terör sorunu var! Kürd sorununu çözmüş ve sıra terör sorununda. Onu da nasıl çözeceĝini bugünlerde yapılan yoĝun operasyonlardan anlamak mümkün! Yıkıp yakmak, öldürmek, katliamlarla susturmak. Başka bir çözüm yolu yok ne bu başbakanda, ne önceki başbakanlarda ne de sonraki başbakanlarda.

Daha önckei yazılarımda da hep dile getirdiĝim gibi „Kürd sorunu yok Kurdistan sorunu var“ Kürdler baĝımsız bir devlet kuruncaya kadar özgür olamayacakları ortada. Kürdün görevi; kendi kaderini tayin edinceye kadar mücadelesine devam etmesidir. Ortadoĝuda mutlaka ama mutlaka Baĝımsız bir Kurdistan devleti kurulmalıdır.

Eĝer kürdler, bir yerlere demokrasi ve insan haklarını getirmek istiyorsa, bu yer Kurdistan olmalı, eĝer birileriyle bir birliktelik oluşturulmak isteniyorsa Kürd halkı bu birlikteliĝe çok muhtaçtır. Ne Ankara‘nın, ne Şam‘ın ne Tahran‘ın ne de Baĝdad‘ın kürdlerin getireceĝi demokrasiye ihityacı yoktur.

Ama ne yazıki biz Kürdler enerjimizi kendimiz için deĝil, başkaları için sarfetmekten zevk duyarız.
Evet Kürd sorunu artık yoktur, gözümüz aydın!...
Allah bize şuur versin.
30.04.2011
M. Nureddîn Yekta